Bugün ayın son günü. Şöyle bir baktım 1,5 aydır yazmamışız. Aslında yazılacak çok şey geldi aklıma ama hep erteledim. Neydi onlar;
-Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopterinin düşüşünde olası ihmaller veya sorular
-Seçimlerde yaşananlar
-Zamanda yolculuk
-Rahmetli Haluk Nurbaki'nin harika yorumlarının olduğu Tekvir Suresi Yorumu kitabı
-İş hayatının insan üzerine yükleri ve içimizdeki hırs vs.
-Yaşamın her alanında maruz kaldığımız elektromagnetik dalgalar ve bunların etkileri...
Gazete yazarlarının hergün ne bulup da yazı yazdıklarını hep merak etmişimdir. Belki de işleri bu olduğu için gündemle ilgili konuları yazıyorlar.
Bu ayın başında, kızım ve oğlumun peşpeşe olan doğumgünlerini kutladık, yaşlandığımızın resmidir bu. Onların yüzündeki saflığı ve katıksız mutluluğu gördükçe, insan günlük yorgunluklarından biraz olsun ayrılıyor, ve tabii çocukluğuna dönüyor, keşke onlar gibi olabilsek diye.
Bu aralar tasarruf tedbirlerini gündemimize aldık, kredi kartlarımızın başını alıp gittiğini ve maaşın büyük kısmını peşinen yuttuğunu görünce ne oluyor dedik kendi kendimize ve bir süre ilişkimizi askıya aldık. Taksitler dışında pek kullanmayacağım onları artık. Nakit para taşımanın ve harcamanın o eski-unuttuğumuz- güzelliğini tekrar yaşamak istiyorum.
Yazıya ara verdim, şimdi de aklıma birşey gelmiyor, bugünlük bu kadarmış...
Kredi kartı için, Allah kurtarsın diyerek dua edelim.
YanıtlaSilYazmak yaşamaktır veya yaşamak yazmaktır. diyebiliriz.
Çocuklarımızın yüzleri bizi bu dünyanın kirinden arıtacak değerli bir hazine. Allah cümle evladımıza hayırlar versin. Hakikat yolunda yetiştirmeyi nasip eylesin. Amin.
Yazmak yaşamaktır gerçekten güzel bir söz, bana güç verdi,teşekkürler...
YanıtlaSil